Dr. Tayyar Altıkulaç’a İslam Araştırmaları Fahri Doktora Unvanı Takdimi
Dr. Tayyar Altıkulaç’a İslam Araştırmaları Fahri Doktora unvanı verildi.
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Doktora Salonu’nda gerçekleşen tören, İÜ İslam Tetkikleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mürteza Bedir’in, Dr. Tayyar Altıkulaç’a fahri doktora verilme gerekçesini okumasıyla başladı. Gerekçe metni şu şekildedir:
DR. TAYYAR ALTIKULAÇ
Hayatı
Dr. Tayyar Altıkulaç, 1938 yılında Kastamonu’nun Devrekâni ilçesine bağlı Bıngıldayık köyünde dünyaya geldi. 9 yaşında hafızlığını tamamlayan Altıkulaç, Devrekâni’de ilkokulu bitirdikten sonra, orta ve yükseköğrenimine devam etmek için İstanbul’a geldi.
1963 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünden mezun oldu. 1965 yılına kadar İstanbul İmam-Hatip Okulunda ve İstanbul’daki diğer bazı okullarda görev yaptı. 1965-1971 tarihleri arasında İstanbul ve Kayseri Yüksek İslam Enstitülerinde öğretim elemanı olarak görev yaptı. Aynı dönemde 1967-1968 yılları arasında Bağdat Üniversitesinde Arap Dili ve Edebiyatı üzerine çalıştı. 1969 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünde Ali Üsküdarlı danışmanlığında “Ebû Şâme el-Makdisî ve el-Mürşidü’l-vecîz’i” başlıklı öğretim üyeliği tezini hazırladı. Enstitü’nün 1982 yılında Marmara Üniversitesine bağlı İlahiyat Fakültesine dönüşmesi üzerine bu tezle Tefsir Anabilim Dalı’nda doktor unvanı aldı.
Bu zamana kadar Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde imam-hatiplik, MEB’de öğretmenlik ve idarecilik yapan Altıkulaç, daha sonra sırasıyla; Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı (1971-1976), Milli Eğitim Bakanlığı Din Eğitimi Genel Müdürlüğü (1976-1977), Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Üyeliği (1977-1978), Diyanet İşleri Başkanlığı (1978-1986) görevlerinde bulundu. Diyanet İşleri Başkanlığı görevinde iken kendi isteği ile 1986 yılında emekliye ayrıldı. Emekli olduktan sonra Marmara Üniversitesi ve Bakü Devlet Üniversitesi İlahiyat Fakültelerinde öğretim görevlisi olarak hizmet verdi. 24 Aralık 1995’te yapılan genel seçimlerde DYP’den XX. Dönem (1995-1999) İstanbul Milletvekilli seçilerek parlamentoya girdi. AK Parti’nin kurucu üyeleri arasında yer almıştır. 2010 yılında İstanbul 29 Mayıs Üniversitesinin kurulmasına öncülük etti. Halen mezkûr üniversitenin mütevelli heyeti başkanı olarak görev yapmaktadır.
Türkiye ve Türk/İslam Dünyası Dini Hayatına Katkıları
Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı sırasında (1971-1976) Diyanet İşleri Başkanlığının faaliyetlerine destek olmak üzere Türkiye Diyanet Vakfını kurmuştur (1975). Bu vakıf eğitimden yayıncılığa, hayrî hizmetlerden yurt içi ve yurt dışında yürütülen diğer hizmetlere kadar her alanda faaliyet gösteren Türkiye’nin en büyük vakıflarından biri belki de en büyüğü haline gelmiştir.
Türk vatandaşlarının Avrupa ülkelerine işçi olarak göç etmesiyle bu ülkelerde kimliklerini koruyarak var olabilmeleri 1970’li yıllarda bir mesele olarak ortaya çıktığında Tayyar Altıkulaç öncülüğünde birçok Avrupa ülkesinde sayısı şimdilerde onu aşmış olan DİTİP yapılanmaları oluşturulmuştur. Bu yapılar insanlarımızın kendi kültürlerini bulundukları ülkenin şartlarını dikkate alarak korumaları ve geliştirmeleri yönünde çok önemli bir rol oynamış ve oynamaya devam etmektedir.
Soğuk Savaş sonrası bağımsızlığını elde eden Türk Cumhuriyetleri ya da demokratikleşmenin getirdiği imkânlardan yararlanan Rusya ve Balkanlardaki Müslüman azınlığın ihtiyaç duyduğu dinî ve ilmî kurumların oluşturulmasında Tayyar Altıkulaç hocamız önemli bir rol oynamıştır. Azerbaycan ve Bulgaristan’da iki enstitünün kurulması ve buralarda görev alacak akademisyenlerin yetiştirilmesi işiyle bizzat ilgilenmiş ve bu faaliyetlerin kalıcı olabilmesi için ısrarla takibini sürdürmüştür.
Diyanet Akademisinin nüvesini teşkil eden, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın özellikle üst kadrolarının, gerekli niteliklerle yetiştirilmesi yönünde hizmet vermek üzere 1976 yılında Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezinin kurulmasına öncülük etti ve böylece Diyanet İşleri Başkanlığına çok önemli bir kurum kazandırdı.
Altıkulaç, 3 Aralık 1988 tarihinde Üsküdar/İstanbul’da, Türkiye Diyanet Vakfı’na bağlı İslam Araştırmaları Merkezi'nin (İSAM) kurulmasına da öncülük etti. İSAM, İslam çalışmaları alanında Türkiye’nin önde gelen akademisyenlerinin yetişmesini sağlamıştır. İslam Araştırmaları Merkezinin en önemli faaliyetleri arasında 44+2 ciltte tamamlanan İslam Ansiklopedisi yer almaktadır. Bu ansiklopedi İslam dünyasında bir genel İslam ansiklopedisi olarak tamamlanmış tek eser olarak ayrı bir yerde durmaktadır. Merkezin bir diğer faaliyet alanı ise İslam araştırmaları, sosyal ve beşerî ilimler alanında zengin kaynaklara, lisansüstü çalışmaların buluşma platformuna ve akademik çevreye ev sahipliği yapan kütüphanesidir.
Kısaca Dr. Tayyar Altıkulaç’ın son yarım asırda Türkiye’de dini hayatın düzenlemesinde çok değerli bir rolü olmuştur; özellikle cumhuriyetin ilk yıllarındaki şartların doğurduğu cemaat yapılarının yol açtığı kargaşa ve belirsizliklerin giderilmesi ve dini kurumların şeffaf ve rasyonel bir temelde yeniden yapılandırılması için olağanüstü gayretler sarf etmiştir.
Mushaf Çalışmaları
Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ve kıraat ilmi ve özellikle ilk mushaflar alanında günümüzün önde gelen ilim adamlarından biri olan Dr. Tayyar Altıkulaç’ın, en eski mushaf nüshaları üzerine on beş yıla yakın bir zamana yayılan geniş kapsamlı ve titiz çalışmaları üzerinde bilhassa durmam gerekir. Her ne kadar ilmi hayatının ilk aşamalarından itibaren başlamış olsa da bu çalışmalar aslında kendilerinin büyük ölçüde emeklilik döneminde gerçekleştirdiği faaliyetler olarak özel bir önem arz eder.
Şimdiye kadar Hz. Osman’a nispet edilen ve hatta bizzat kendisi tarafından yazıldığı ileri sürülen mushaflardan İstanbul’da Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi nüshası ile Türk ve İslâm Eserleri Müzesi (TİEM) Kütüphanesi’nde ve Kahire el-Meşhedü’l-Hüseynî’de bulunan nüshaları ve daha sonra Hz. Ali’ye nispet edilen mushaflardan San‘a’da el-Câmiu’l-Kebîr Kütüphanesi’ndeki nüshayı tahkik ederek yayımlamıştır. Kahire’de Methafü’l-Fenni’l-İslâmî’de ve Paris’te Biblioetheque Nationale’de bulunan nüshaları da tahkik ederek ilim dünyasının istifadesine sunan Dr. Altıkulaç, Almanya’da Tübingen Üniversitesi Kütüphanesi’ne kayıtlı mushaf parçalarını da çalışma programına almıştır.
Mushaf incelemelerinin azamî derinlik ve titizlik ile ele aldığı konular arasında; nüshanın tarihî geçmişi, fizikî durumu ve muhtevası, mushaflar silsilesindeki konumu, bilinen telaffuzlar ile bağlantıları, imlâsı, hattat sehivleri, yazı üzerindeki düzeltmeler, mushafın yazıldığı dönem ve incelemede uygulanan metot gibi konular bulunmaktadır.
Altıkulaç, mezkûr hususiyetleri göz önünde bulundurmak suretiyle neşretmiş olduğu mushafların yazıldığı dönem ve nispet edildikleri sahâbîlerin mushafları olup olmadıklarına dair incelemelerde bulunmuş, nihayet incelediği bu mushafların hiçbirisinin nispet edildikleri sahâbîlerin mushafı yahut İmam Mushaf olmadığını ortaya koymuştur. Bununla beraber söz konusu mushafların Hz. Osman’ın bölgelere göndermiş olduğu mushaflardan beslenerek istinsah edildiği ve günümüz mushafları ile uyum göstermeleri açısından her birinin Kur’ân’ın mevsûkıyeti (güvenilirliği) için birer delil hükmünde olduğu sonucuna varmıştır. Ayrıca mushaf üzerine yapılan çağdaş çalışmalar ve Batılı çevrelerde ileri sürülen çeşitli iddialara da bu çalışmalarından elde ettiği bulgularla cevaplar veren eserler de kaleme almıştır.
- Mushaf-ı Şerîf (Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Medine nr. 1)
- Hz. Osman’a Nisbet Edilen Mushaf-ı Şerîf (Türk ve İslâm Eserleri Nüshası)
- Hz. Osman’a Nisbet Edilen Mushaf-ı Şerîf (Kahire el-Meşhedü’l-Hüseynî Nüshası)
- Hz. Ali’ye Nisbet Edilen Mushaf-ı Şerîf (San‘a Nüshası)
- Mushaf-ı Şerîf (Bibliothèque Nationale, Paris)
- Mushaf-ı Şerîf (Tübingen Nüshası)
- Mushaf-ı Şerîf (Londra, British Library Nüshası)
- Günümüze Ulaşan Mesâhif-i Kadîme İlk Mushaflar Üzerine Bir İnceleme
- Daniel Alan Brubaker’e Reddiye
Gerekçenin okunmasını takiben İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş konuşmalarını yaptılar.
“Türkiye’de Yükseköğretim Bir Ocak Terbiyesiyle Gerçekleşmektedir”
Prof. Dr. Mahmut Ak konuşmasında, Dr. Tayyar Altıkulaç’ın İslam dünyasına ve İslami araştırmalara yaptığı katkılardan bahsetti. Prof. Dr. Ak, “Türkiye’de Yükseköğretim bir ocak terbiyesiyle gerçekleşmektedir. Aslında ocak terbiyesi kendi kendine disiplini bireylere ulaştıran güzel bir öğretim mekanizmasıdır. İSAM Kütüphanesi tüm bilim insanlarının hem bilim alanında eser üretenlerin hem öğrencilik sıfatıyla yeni şeyler öğrenmek isteyen talebelerin birbirleriyle, hocalarıyla buluştuğu kaynaştığı ve bir kültür halkasının oluştuğu faydalı bir buluşma yönü özelliğini her zaman taşıdı” dedi.
Prof. Dr. Ak sözlerinde, İstanbul Üniversitesinin Türkiye’de Yükseköğretim geleneğini kuran ve bu geleneğin kurallarını koyan bunları zaman içerisinde nitelikli hale getiren bir ilim irfan yuvası olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ak, topluma öncü olan değerlerimizi gerek vefa günleri gerek fahri doktora törenleri ile anmanın İstanbul Üniversitesinin bir vazifesi olduğunu belirtti. Prof. Dr. Mahmut Ak, Dr. Tayyar Altıkulaç’a yaptığı çalışmalar için teşekkürlerini ileterek sözlerine son verdi.
“Tayyar Altıkulaç Hocamızın Ülkemize Kazandırdığı Müesseselerde Yetişme İmkânı Bulduğum İçin Kendimi Şanslı Hissediyorum”
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Bugün Öğretmenler Günü olması münasebetiyle de hocamıza verilen fahri doktoranın çok daha anlamlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü hocaların hocasıdır Tayyar hocamız. Ben kendimi çok şanslı hissediyorum çünkü bizden önce şu an kendisini örnek aldığımız Tayyar Altıkulaç gibi bir Diyanet İşleri Başkanımız olmuş. Tayyar Altıkulaç hocamızın ülkemize kazandırdığı müesseselerde yetişme imkânı bulduğum için kendimi şanslı hissediyorum” dedi. Prof. Dr. Ali Erbaş kuruluşunda Dr. Tayyar Altıkulaç’ın yer aldığı Haseki Eğitim Merkezi’nin öneminden bahsetti. Diyanet İşleri Başkanlığının 2022 yılında kurmuş olduğu Diyanet Akademisi hakkında katılımcılara bilgiler verdi.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak tarafından Dr. Tayyar Altıkulaç’a akademik kıyafet giydirilmesi, fahri doktora diplomasının ve İstanbul Üniversitesi rozetinin takdimi gerçekleşti. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş tarafından Dr. Tayyar Altıkulaç’a hediye takdim edildi.
“Üniversite Deyince Aklıma İlk Gelen İstanbul Üniversitesidir”
Dr. Tayyar Altıkulaç fahri doktora unvanı için teşekkürlerini iletti. Sözlerinde “1952’den beri İstanbul’dayım. Bu süre zarfında İstanbul'a ilk geldiğim zaman duyduğum kelimelerden biri üniversiteydi. Bizim için üniversite hayal edilebilecek bir şey değildi. İmam Hatip okulunda okuyorduk, buradan mezun olacağımız zaman ne olacağı belli değildi. Bir yüksekokulda öğrenci olacak mıyız belli değildi. Sırasıyla her şey oldu. Üniversite deyince aklıma ilk gelen İstanbul Üniversitesiydi. İstanbul Üniversitesine öğrenci de oldum. İstanbul Üniversitesi hayalimi böylece gerçekleştirmiş oldum. Hayat o gün bugün bizi buralara kadar getirdi. Bu onurlu toplantının bir unsuru kıldı. Bu itibarla şu an duyduğum onuru tarif edemem. Mahcubiyetimi de ifade edemem. Bu kadar seçkin bir akademik kadro içerisinde belgeyle onurlandırılmak beni çok mutlu ediyor” dedi. Dr. Tayyar Altıkulaç katılımcılara teşekkürlerini ileterek sözlerine son verdi.
Haberin bazı kısımları İÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü tarafından hazırlanan (haber: Ömer Mustafa Aytulu, fotoğraf: Başar Uzun, Burcu Görmez) haberden alıntılanmıştır.
Programın kaydına şu linkten ulaşabilirsiniz: https://youtube.com/playlist?list=PLdN4PQiZjtNWfEqtZiN9-0JbvAySSRYnB